Arka
Kapaktan:
"Kente dün geldim. El Cebrero
yakınlarındaki Pedrafita'dan Compostela'ya giden otobüsü yakaladım. Otobüs iki
kent arasındaki 150 kilometreyi dört saatte aldı; bu da bana Petrus'la yaptığım
yolculuğu hatırlattı. Bazen aynı mesafeyi iki haftada yürüdüğümüz olmuştu.
Biraz sonra San Tiago'nun mezarına gidip Meryem Anamızın deniz kabukları üstüne
işlemiş suretine bırakacağım. Sonra da en kısa zamanda Brezilya'ya giden bir
uçağa atlayacağım, yapacağım o kadar çok iş var ki. Başımdan geçen her şeyi
anlatacağım bir kitap yazmayı
düşünüyorum. Ama hemen değil..
Paulo Coelho 1986'da
bir hac yolculuğuna çıktı: Piraneler'den Santiago de Compostela'ya uzanan 700
kilometrelik ortaçağ yolunu yürüdü. Hac, yazarın, hacıların Santiago
Katedrali'ne varmak için bin yıldır yürüdükleri bu yolda yaşadığı heyecan dolu
serüvenlerin öyküsü. Yalnızca Simyacı romanının yolunu açan
ilk önemli romanı olduğu için değil, yazarın felsefesindeki insan sevgisini
eksiksizce dile getirdiği için de Hac'ın Coelho'nun yapıtları
arasında onsuz edilemez bir yeri var. Hac, sıradışının sıradan insanlarının
yolu üstünde olduğunu anlatan büyüleyici bir roman.
(Arka Kapak)
Altı Çizilesi Yerler;
*Haccı gerçekleştirdiğim yıl Santiago Yolu'nu yalnızca 400
kişi yürümüştü. Resmi olmayan istatistiklere göre 1999 yılında, metinde sözü
edilen barın önünden günde 400 kişi gerçekleşmiştir. (syf,11)
*Ruh
sağlamlığının R'si, aşkla tapınmanın A'sı, merhametin M'si; regnum'un
R'si, agnumu'un A'sı, mundi'nin M'si.
(syf,18)
*İslamiyeti
Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göç edişi gibi, tüm inananların ömürlerinde
en az bir kez Kabe'yi ziyaret etmelerini gerektirir ya, Hıristiyanlar da
birinci bin yılda üç yolu kutsal sayıyorlardı. Bu yolları aşanların
kutsandığına ve günahlarının bağışlandığına inanılıyordu. Birinci yol, Aziz
Petrus'un Roma'daki mezarına giden yoldu; bu yola gidenlere Gezginler deniyordu
ve bunlar haçı simgeleri kabul ediyorlardı. İkinci yol, Hz. İsa'nın Kudüs 'teki
Kutsal Kabrine giden yoldu; bu yola gidenler, Hz. İsa Kudüs'e girdiğinde
palmiye dallarıyla karşılandığından Palmistler denmişti.
...Havari
San Tiago'nun mezarına giden üçüncü bir yol vardı. (syf, 27)
*Hacı
denen bu ziyaretçilerim simgesi deniz kabuğuydu..
Bugün
bile, mistikler, sofular ve araştırmacılar, Fransa'nın Saint-Jean-Pied-de-Port
kendti ile İspanya'daki Santiago de Compestela Katedrali arasındaki yedi yüz
kilometrelik yolu yayan gidiyorlar. (syf, 28)
*"İstiridyeler"i
getirip getirmediğimi sordu. Hacıların, havarinin mezarının simgesi olarak
benimsedikleri deniz kabuklarından söz ediyordu; hacılar buluştuklarında deniz
kabukları bir tür kimlik yerine geçiyordu. (syf, 32)
*Şapka
güneşten ve kötü düşüncelerden, pelerin yağmurdan ve kötü sözlerden, su kabağı
da düşmanlardan ve kötülüklerden korur seni.. (syf, 33)
*..insan
yürürken sigara içtiğinde ciğerlerine daha çok nikotin gidiyormuş ve duman
midesini bulandırıyormuş. (syf, 38)
*
"Hız Egzersizi" Normal yürüyüşünün yarı hızında yirmi dakika
yürü. Ayrıntılara, insanlara ve çevrendeki şeylere dikkat et. Bunu yapmanın en
iyi zamanı, öğle yemeğinden sonradır. Bu egzersizi yedi gün tekrarla. (bu
egzersiz 20 dk sürmeli) (syf,48-49)
*Hayallerimizi
öldürdüğümüzün ilk belirtisi vakitsizliktir. Hayatımda tanıdığım en işi
başından aşkın insanlar, her zaman her şeyi yapmaya vakit bulmuşlardır. Hiçbir şey
yapmayanlar ise her zaman yorgundurlar ve yapmaları istenen azıcık işle bile
hiç ilgilenmezler. Durmadan günün çok kısa olduğundan yakınırlar. Aslında yürekten
savaş vermekten korkarlar. (syf,60)
*Hep
insanları kendi inancımıza inandırmaya, dünyayı bizim gördüğümüz gibi
görmelerini sağlamaya çalışırız. Bizim inandığımıza ne kadar çok insan inanırsa
inandığımızın doğruluğunun o kadar çok kesinleşeceğini sanırız. Ama işin aslı öyle değil işte. (syf,96)
*Balık
tutmanın, temelde insanoğlunun dünyayla ilişkisinin bir simgesi olduğu
kanısındaydı…
Hayatında
önemli bir karar vermeden önce gevşeyip rahatlatmak için bir şey yapmak her
zaman iyidir. Zen rahipleri kayaların büyümesini dinlerler. Ben balık tutmayı
yeğlerim. (syf,103)
*Bütün
bir hafta koşar adım yol aldıktan sonra şimdi buraya takılıp kaldığımıza göre,
demek bugün bu saatte burada olmamız gerekiyordu. (syf,159)
*Hac
yolculuğumu tamamladıktan sonra, burada tüm başımdan geçenleri betimleyen çok
güzel, kocaman bir resim yapmıştım. Burası sıradan insanların Yol’udur;
istersen sen de aynı şeyi yapabilirsin. Resim yapmayı bilmiyorsan, bir şeyler
yaz ya da bir bale yarat. Öyle ki, insanlar nerede olurlarsa olsunlar Yakub
yolunu, Samanyolu’nu , Santiago Yolu’nu yürüyebilsinler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder