20 Eylül 2013 Cuma

Çavdar Tarlasında Çocuklar - J.D.Salinger (Eylül Ayı okumalarım)


Altı çizilesi yerler;

*Hayat, tabii ki bir oyundur, evladım. Hayat kurallara göre oynanması gereken bir oyundur.(syf,13)
*Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.(syf,23)
*…yarım-kafakol çekeyim dedim. Belki bilmiyorsunuzdur, bir güreş oyunu bu rakibinizin bir koluyla boynunu birlikte kapar, öldüresiye yüklenirsiniz. Nitekim yaptım da.(syf,34)
*Kızıl saçlı insanlar çok çabuk kızar derler…(syf,41)
*Zaten bütün geri zekâlılar kendilerine geri zekâlı denmesinden nefret ederler.(syf,46)
*Bir kız kendisini oynaşmaya bir kaptırdı mı, beyin meyin aramayın onda.(syf,91)
*…ama mayalı sütten bayağı vitamin alıyorsunuz.(syf,104)
*Katolikler, sizin de Katolik olup olmadığınızı anlamaya çalışırlar. İrlanda kökenlilerin çoğu Katoliktir. (syf,108)
*Dümdüz bir çizgide yürüyormuş gibi yapıyordu, çoğu çocuklar gibi ve durmadan, “Yakalarsa birini biri, çavdarlar arasında” şarkısını söylüyordu. (syf,111)
*Küçükken aynı banyo küvetinde yıkanmışlardı sanki. (syf,122)
*Yetişkinler, böyle açık ağızla uyurken berbat görünürler, ama çocuklar öyle görünmüyor. Yastığın üstü olduğu gibi tükürük olsa da, güzel görünüyor çocuklar. (syf,151)
*O öyle değil, “Rastlarsa birine biri, çavdarlar arasında,” olacak! Şiir bu, Robert Burns’ün.(syf,162)
*Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, bilmiyorum ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim. Biliyorum çılgın bir şey. (syf,162)
*Bacak bacak üstüne atıyorsun, soluğunu tutuyorsun ve çok çok sıcak bir şey düşünüyorsun. Kalorifer filan gibi bir şey. Sonra alnın öyle bir ısınıyor ki, dokunanın eli yanıyor. (syf,166)
*Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir. (syf,176)
*Eğer hormonlarınız normalse yüzünüzün gözünüzün ne biçimde olacağı anlatılıyordu.(syf,183)
*Eğer ağzınızda çıkan yaralar çabuk iyileşmiyorsa, bu belki de kanser olduğunuzun bir belirtisiydi. (syf,183)
*Ortalıkta yalnızca küçük bir oğlan gördüm, zenci bir çocuk helâya gidiyordu. Aynı bizim zamanımızdaki gibi, öğretmenin helâya izin verdiğini gösteren tahta bir çubuk sokuluydu arka cebine.(syf, 187)
*Mısırlılar ölülerini nasıl gömerlermiş biliyor musun? Ölülerin yüzlerini gizli bir kimyasal maddeye batırılmış bezlerle sararlarmış. Bu yolla ölüler mezarlarda yüzleri çürümeden binlerce yıl kalabiliyorlarmış bu gizli maddeyi Mısırlılardan başka hiç kimse bilmiyor. (syf,190)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder