Altı çizilesi yerler;
*Hayat, tabii ki
bir oyundur, evladım. Hayat kurallara göre oynanması gereken bir
oyundur.(syf,13)
*Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok
yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp
konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.(syf,23)
*…yarım-kafakol çekeyim dedim. Belki bilmiyorsunuzdur, bir
güreş oyunu bu rakibinizin bir koluyla boynunu birlikte kapar, öldüresiye
yüklenirsiniz. Nitekim yaptım da.(syf,34)
*Kızıl saçlı insanlar çok çabuk kızar derler…(syf,41)
*Zaten bütün geri zekâlılar kendilerine geri zekâlı
denmesinden nefret ederler.(syf,46)
*Bir kız kendisini oynaşmaya bir kaptırdı mı, beyin meyin
aramayın onda.(syf,91)
*…ama mayalı sütten bayağı vitamin alıyorsunuz.(syf,104)
*Katolikler, sizin de Katolik olup olmadığınızı anlamaya
çalışırlar. İrlanda kökenlilerin çoğu Katoliktir. (syf,108)
*Dümdüz bir çizgide yürüyormuş gibi yapıyordu, çoğu çocuklar
gibi ve durmadan, “Yakalarsa birini biri, çavdarlar arasında” şarkısını
söylüyordu. (syf,111)
*Küçükken aynı banyo küvetinde yıkanmışlardı sanki.
(syf,122)
*Yetişkinler, böyle açık ağızla uyurken berbat görünürler,
ama çocuklar öyle görünmüyor. Yastığın üstü olduğu gibi tükürük olsa da, güzel
görünüyor çocuklar. (syf,151)
*O öyle değil, “Rastlarsa birine biri, çavdarlar arasında,” olacak! Şiir bu, Robert
Burns’ün.(syf,162)
*Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak
isterdim. Çılgın bir şey bu, bilmiyorum ama ben yalnızca böyle biri olmak
isterdim. Biliyorum çılgın bir şey. (syf,162)
*Bacak bacak üstüne atıyorsun, soluğunu tutuyorsun ve çok
çok sıcak bir şey düşünüyorsun. Kalorifer filan gibi bir şey. Sonra alnın öyle
bir ısınıyor ki, dokunanın eli yanıyor. (syf,166)
*Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir
biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna
gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir. (syf,176)
*Eğer hormonlarınız normalse yüzünüzün gözünüzün ne biçimde
olacağı anlatılıyordu.(syf,183)
*Eğer ağzınızda çıkan yaralar çabuk iyileşmiyorsa, bu belki
de kanser olduğunuzun bir belirtisiydi. (syf,183)
*Ortalıkta yalnızca küçük bir
oğlan gördüm, zenci bir çocuk helâya gidiyordu. Aynı bizim zamanımızdaki gibi,
öğretmenin helâya izin verdiğini gösteren tahta bir çubuk sokuluydu arka
cebine.(syf, 187)
*Mısırlılar ölülerini nasıl
gömerlermiş biliyor musun? Ölülerin yüzlerini gizli bir kimyasal maddeye
batırılmış bezlerle sararlarmış. Bu yolla ölüler mezarlarda yüzleri çürümeden
binlerce yıl kalabiliyorlarmış bu gizli maddeyi Mısırlılardan başka hiç kimse
bilmiyor. (syf,190)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder