2 Eylül 2013 Pazartesi

AŞKIN GÖZYAŞLARI-SİNAN YAĞMUR(AĞUSTOS AYI OKUMALARIM)



Arka kapaktan

Yedinci ve en tesirli bıçak darbesi ensesine gelir boynu sağa doğru bükülmüştür. Dervişler yere kapanmasını bekleye dursun. Şems Hz. Peygamberin şu hadisini sesi boğuk mırıldanır: “Allah’a kavuşmayı isteyeni Allah da sever” Dervişlerden birisi sırtına tekmeyi vurur. Yüzüstü taş zemine kapanır, dudağı patlamış, dişleri zemine dökülmüştür Siyah feracesi kanlar içinde bordoya dönmüştür. Saçlarından tutarak kafasını kaldıran dervişin niyeti Şemsin başını gövdesinden ayırmaktır 
Baş derviş engeller. Bırakın son nefesini versin. Sonra da en yakın bir kuyuya atın. Kıyafetine sarp atın. 

Avluyu yıkayın. Sabah ile yola çıkarız. Şems hala son nefesini vermemiştir Sille taşının üzerindeki başını hafifçe göğe kaldırır ve: “Allah ne güzel sevgilidir. Rabbim sana aşığım. Ve bu canı sana hediye ediyorum.” Mevlana içeri girer, mendili koklar eli titreyerek açar. İçinden san kağıda yazılmış bir not çıkar: “Yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde olmasını isterdim. Gör ki aşk için 
ölmek ne demekmiş.” Mevlana olduğu yere düşüp bayılmıştır.Geceden sonra doğan ve kalplerin çöllerini cennetlere çeviren bir gözyaşı bu. Çoraklaşmış ve çöle dönmüş kalpler; açın sadrınızı! Aşkın gözyaşları, serin serin, sağanak sağanak, üzerimize damlıyor; bakın gökyüzüne, nasılda aşk yağıyor..


Altını çizdiğim yerler,

*Her şey insanoğluna feda iken, insanoğlu ise kendine cefa olmuştur.
*Sen teninle hayvan, ruhunla meleksin.  Bunun için hem toprağa hem feleğe gidersin.
*Gençliğin dört umdesi vardır. Vatan kokusu, kitap kokusu, oğul kokusu ve yârin kokusu…
*Arıyorum; içimdeki yakınlığı, yakınlıktaki içimi, içimdeki seni. Dönüp dolaşıyorum ey aşk. Dolaşıp duruyorum.
*İkiyüzlü insan cehennemin en alt katındadır.
*Gençliğimde aradığımı yaşlılığımda buldum, neylersin. Ya ben erken geldim ya sen geç kaldın vuslata, neylersin. Kader!
*Allah göklerin ve yerin nurudur. O’nun nuru, içinde kandil bulunan içi oyuk bir kandil gibidir. Kandil bir sırça içindedir. Bu sırça da sanki incimsi parlak bir yıldızdır ki ne doğuya ne batıya nispet edilmeyen bir zeytin ağacından yıkılır. (Nur,35)
*Aşkın aslı üç mertebe üzeredir: İnsani aşk, ruhani aşk ve Rabbani aşk. İnsani aşk, aşkın başıdır ve ruhani aşkın basamağıdır. Ruhani aşk da Rabbani aşkın merdivenidir. Rabbani aşk, cevheri saf, cismi latif, görünümü zarif, tabiatı ince, ruhu yumuşak, sırrı aydınlık ve yaradılışı yüce insanlarda açığa çıkar. Öyleyse aşk, cemal, güzellik, yetkinlik ve ahlak sahiplerinde bulunur.
*Âlimlerin sediri sofanın ortasıdır. Ariflerin sediri evin köşesidir. Sofilerin sediri sofanın kenarındadır. Âşıkların mezhebinde sedir dostun yanıdır.
*Dün, dünle beraber gitti cancağızım
   Ne kadar şey varsa düne ait

  Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…
*Peygamberin bir hadisi vardır:”Eğer bir kimse bir şeyden Allah lütfüne ulaşırsa ona sıkı sıkıya bağlanmalıdır.”
*Haram rızık peşinde koşanın kalbi,  teni içinde tamamıyla ölüme mahkûmdur. Belaların nerden geldiğini bilmemek, belaların en büyüğüdür.
*Gönül konularında kendini hemen verme, kendini verdiğin de diplere batarsın.
*Suskun ve anlaşılmaz insanlarla karşılaştığında, onlara düşüncelerini açma. Alıngan ve bencil insanlarla karşılaştığında sözlerine dikkat et.
*Dostluk gül olmaktır, yaprağı ile de dikeni ile de.
*…Şeytan da bu zamana kadar bütün insanları kandırıp saptırmaya çalışacağını söyledi. “Önlerinde, arkalarında, sağlarında ve sollarında olacağım dedi.” Allah buna izin verdi; fakat şöyle buyurdu: ”Senin bütün takipçilerini cehenneme atacağım ve Ben de kullarıma altlarından ve üstlerinden tecelli edeceğim.”
…şeytan dört yönü alarak üstümüzü ve altımızı Allah’a bıraktı. İşte bu yüzden *dua ederken ellerimizi havaya kaldırırız ve secde ederken başımız yere bakar.
*Ben aşkın tadını Mevlana’dan, taşkınlığını ise Kimya Hatun’dan öğrendim.
*Sağ elini göğe, sol elini toprağa doğru aç. Gözlerini kapa kainatla birlikte dönmeye başlıyoruz.  Sakın gözlerini açayım deme. Gökten sağ eline dökülenleri görmemen lazım. Sol elinden toprağa düşen canları da görme sadece sema et.
*Aşk ve ölüm anlıktır. Anın anıdır. Aşk ölümde dirilmek. Ölüm aşkta kendini bulmak, birliğe ermektir.
*Mihr-i ban; Mihr, Farsça’da muhabbet, merhamet demektir. Aynı zamanda güneş manasını da taşır. Ban, sahip manasında cı-ci ekidir. Mihriban; sevgiye dönüşen, sevgi soluyan demektir.
*…gece cenaze namazı kılınmaya başlanır. İslam tarihinde Hz. Osman’dan sonra cenazesi kılınıp defnedilenin ikincisi Şems’e nasip olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder